Yorgunluk, uykusuzluk, stress, endişe ve nihayetinde tükenmişlik içinde yüzmek yerine mutlu, enerjik, hayat dolu, sağlıklı, hazır, dengeli ve bir tüy gibi hafif hissetmek ister misin? Kendini modern yaşam biçiminin sana her an dayatmakta olduğu tüm o kötü alışkanlıklardan ve yanlışlardan arındır. Hayatını güzelleştirmek ve enerji yükseltmek için alternatifler yaratmanın vakti artık geldi.
İşte daha enerjik, mutlu ve sağlıklı bir yaşam için keyifle ve kolaylıkla uygulayabileceğin 8 yöntem:
1. Sabahları bir bardak ılık su iç
Her sabah yeni bir hayat başlar, bunu hep hatırla! Bir çimdik saf deniz veya kaya tuzu ve biraz da taze limon suyu eklediğin bir bardak sıcak suyla yapacağın tazeleyici ve hareketlendirici başlangıçla elektroliti dengeler, sindirimini rahatlatır, vücudunun pH dengesini sağlar, kan akışını hızlandırırken bedenini ve ruhunu keyiflendirebilirsin. Sıkmış olduğun limonun kabuğunun canlandıran ve mutluluk veren kokusunu içine çekmeyi ise sakın ola atlama!
2. Besin değeri yüksek gıdalar tüket
Besin bizim yakıtımızdır. Düzenli ve dengeli beslenme gün içinde enerjik hissetmeni sağlayacak olmasıyla günlük rutininin en önemli parçasıdır. Bu sebeple beslenmeni planlarken çok dikkatli olmak gerekir. Beslenme programı oluşturulurken yaş, vücut ağırlığı, kan grubu, metabolizma hızı, genel sağlık durumu, egzersiz yoğunluğu gibi unsurlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Daha saf, bitkisel, alkali ve zengin içerikli besinler tüketmeye özen göster. Beslenmene ‘Süper Gıdalar’ katabilirsin; kinoa, ham kakao, buğday çimi, maca, chia tohumu ve spirulina gibi besinler vitamin ve mineral yönünden zengin oluşu ve içerdiği esansiyel yağ asitleriyle mükemmel birer enerji yükseltme kaynağıdır. Öğün atlamayarak kan şekerini dengede tutabilirsin.
Endüstriyel olmayıp sağlıklı ve besleyici olduğu sürece öğün aralarına sıkıştıracağın atıştırmalıklar aslında seninle dosttur; sert kabuklu yemişlerden, taze veya kurutulmuş meyvelerden birer avuç yiyerek enerjini yüksek tutabilirsin. Hayvansal gıda alımını en aza indir. Yapay tatlandırıcılardan, rafine yağlardan, işlenmiş şekerden ve tuzdan ve kırmızı etten mümkün olduğunca uzak dur.
3. Topraklanma ile doğayla kucaklar
Şehir merkezinde yaşayan sen, hayatın ne kadar da yorucu ve zor olduğu konusunda şikayetlenmeyi bırak ve hemen en yakın parka doğru yol al, ayakkabılarını çıkar, toprağın ayaklarına dokunuşunu seni pozitif enerjiyle dolduruşunu hisset. Ağaçlarla olan bağını hisset, doğanın harikulade güzellikteki canlı renklerini izle ve doğanın sakinleştirici sesine kulak ver.
Doğada geçireceğin 20 dakikalık zaman dilimi bile canlı ve enerjik hissetmen için yeterli olacaktır. Toprakla dostluğunu pekiştir; bahçende, balkonunda ve yatak odası hariç evinin bazı köşelerinde bitkiler yetiştir. Bir bitkiyi büyütürken onunla bağ kurarız ve bitkiyle karşılıklı olarak birbirimizin enerjilerinden besleniriz. Bunlara parallel olarak, radyasyondan, toksik kimyasallardan, alışveriş merkezleri gibi yoğun elektrik yüklü ortamlardan mümkün olduğunca kaçınarak manyetik alanımızı korumalıyız.
4. Enerji yükseltmek için erken uyan
Güneşi takip et ve bio ritmini doğal akışına döndür. Güneşle hatta mümkünse güneş doğmadan 10-20 dakika önce uyan ve güneşin doğuş mucizesine tanık ol. Bu mucizenin titreşimini ve içindeki yaşam gücünü yükseltmesine izin ver. Zaman buldukça açık havaya çık; iş molalarında güneşle haşır neşir olmak kendini canlı hissettirecek. Modern hayatın getirdiği yaşam ve çalışma koşulları yeterince güneş alamamızın en büyük sebebi.
Şehirlerde yaşayan insan nüfusunun büyük bir kısmı güne yatak odasında gözünü açar sonra dışarı çıkarak en yakın toplu taşıma aracına doğru ilerler ve günün geri kalan kısmını mesai bitimine kadar yani başka bir deyişle güneş batana kadar betondan bir ofis odasında geçirir. D vitamini eksikliğinin başında güneşsizlik gelir oysa besinimizin büyük bir kısmını güneşten karşılayabiliriz.
5. Eğlenceli egzersizlerle neşeni ve zindeliğini artır
Fiziksel aktivite kan hücrelerini oksijenle doldurur, bedenini yakıt depolar. Önemli olan ise yapacağımız egzersizlerin hayatımızın ritmine uygun olup olmadığını tartmaktır; nitekim kaldırabileceğinden daha yoğun bir egzersiz programı enerji yükseltmekten çok kendini yorgun hissetmene yol açacaktır. Sabahladı uyandığında esneme hareketleri yapmadan yataktan çıkma.
Bedenin ve zihnin esnek ve zinde kalabilmesi için sabah ilk iş olarak esnemek çok önemlidir. Ruhun gıdasını yani müziği içinde barındıran dans yeryüzündeki en eğlenceli egzersizlerden birisidir. Kendini müziğin ve dansın iyileştirici ritmine özgürce kaptırırken aynı anda hem kardiyo hem de esneme hareketlerini yapmış olacaksın. Trambolin, henüz tanışmadıysan en kısa zamanda deneyimlemelisin. Zıplamanın ne kadar canlandırıcı, eğlenceli ve bir o kadar da sağlıklı bir egzersiz olduğunu göreceksin.
Yoga yaparak omurganı esnetip kaslarını güçlendirirken iç huzuru bulabilirsin. Yoga esnasında diyaframdan alacağın derin ve dengeli nefeslerle kanın pompalanma hızını ve kapasiteni artırarak kendini gün boyu enerjik hissetmeni sağlayacak. Bisiklet sürmek, yüzmek ve koşmak gibi egzersizler de hücrelerde enerji üreten mitokondri sayısını çoğaltır.
6. Vücudunun nem dengesini içten dışa artır
Su, yeryüzündeki en güçlü element olmasının ya ısıra güçlü bir arındırıcıdır. Hayat suyla başlar, sen de gününe buz gibi bir duşla başlayabilirsin. Soğuk duş kan dolaşımını hızlandırır, bağışıklığı güçlendirir, endokrin sistemini destekler, enerji yükseltir ve mutluluk hormonu salgılatarak yüzüne kocaman bir gülücük yerleştirir. Uzmanların araştırmalarına göre 3 dakikalık soğuk bir duş kronik yorgunluğun etkilerini azaltırken sadece 30 saniyelik soğuk duş ise vücudunu diriltmeye yetecektir.
Vücut ağırlığımızın %55’ini su oluşturur. İşte tam da bu yüzden bol su içmelisin. Kendine bir şişe edin ve bu şişe senin dostun olsun. Vücudunu susuz bırakarak ona acı çektirmektesin bu yüzden kendini cezalandırmayı bırak ve hemen bir bardak su iç. Günlük herkesin ihtiyacı olan su miktarı farklıdır; yaşa, cinsiyete, boya, vücut ağırlığı a ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir.
Son olarak, kahve, çay, sigara, alkol, uyuşturucu gibi dehidrasyona yol açan alışkanlıklardan uzak dur veya su alımını artır. Ama yine de en basiti uzak durmak değil midir?
7. Kendini dinle ve zihnini dinginleştir
Kendine 15 saniye ila 15 dakika arasında değişen yaşam boşlukları yarat ve bu zaman dilimlerinde içine dönerek kendini dinle. Gün içinde ne kadar meşgul olursan ol kendinle ilgili yapacağın bu iyileştirici ve dinginleştirici seansı mutlaka gerçekleştir. Yaratıcılığını kullan: bir an için her şeyden uzaklaş, mümkünse kendine sessiz bir köşe bul veya olduğun yerde gözlerini kapat, burnundan derin nefesler alıp ver.
Aldığın her nefesle taze oksijen ve hayat enerjisiyle dolduğunu düşün, nefesini 1-2 saniyeliğine tut ve verirken eski, stresli ve zihnini istila eden duygu ve düşüncelerden arındığını ve özgürleştiğini hisset. Bunların yanısıra gün içinde kısa bir uyku gücünü toplaman için sana yardımcı olacaktır. Araştırmalara göre gün içinde 10 ile 20 dakika arasında değişen uyku molası enerji yükseltmeye ve günü kolaylıkla atlatmanı sağlayacaktır.
8. Enerji yükseltmek için toksinlerden arın
Günümüz dünyasında, nefes aldığımız hava, içtiğimiz su ve tükettiğimiz besi nler aracılığıyla sürekli olarak bedenimize toksik maddeler alıyoruz ve bu maddelerin bir kısmı dışarı atılamayarak atık olarak vücudumuzda birikiyor. Vücuttaki toksinler enerjinin büyük bir kısmını emerek seni yavaşlatır, bağışıklığını zayıflatır ve duygusal ve bilişsel süreçlerine olumsuz tesir eder.
Canlanıp yenilenmenin, arınmanın ve enerji yükseltmenin yolu ise detokstan geçer. Masaj, buhar banyosu, şifalı bitkiler, aromaterapi, hafif egzersizler ve meditasyonla desteklenmiş bir haftalık detoks programı sayesinde vücutta birikip fazla kiloya sebep olan ödem ve atıklardan kurtulur, daha dengeli ve açık bir zihne kavuşur, bağırsak ve sindirim faaliyetlerini düzenler, hafiflersin.